["B1R" için şarkı sözleri]
[Giriş]
Hey
[Verse]
Beyaz bir altın pamuk, Adana'mdan hediyeTüm dünya âşıktır, bilirsin, Van'daki kediye
Gökteki ay tıpkı bizim Kütahya'da porselen
Güneş doğarken İstanbul'dan bi' başka yükselir
Artvin'de bal kadar tatlı Afyon'da kaymak
Ne müthiş Antalya'da deniz keyfi, Uludağ'da kaymak
Ya da Erzurum'da Palandöken,
Kilis'te yorgan diker halkımZonguldak'ta kömür yüz karartır (Hey, hey, hadi)
Pek sevilir bur'da Kastamonu kır pidesi
Veya bir simit kap; otur, seyret Üsküdar'da Kız Kulesi
Mersin'de Kız Kalesi,
Rize'den çaylarGeçtiysem illa içmişimdir Susurluk'tan ayranVe bayrak dalgalanır, gülümser Çanakkale
Mardin'de taş evler,
her derde devadır Pamukkale'mSivas'ta kangal korur köyü,
Edirne'de pehlivanYolun düşerse bir gün, tadıp Erzincan'dan peynir al
Denizli'den öten horoz sekiz ilden duyulurBu bizim soframız; buyurun, hepimizi doyurur
Huyumuz suyumuz bir; kazılan kuyumuz, girme!
Kıbrıs da bizimle elbet; Lefkoşa ve GirneHep aynı yerde düştük yere, hep aynı yerde ezildik
Ne Azeri ne Türkmen ayrı; ne Laz'ı ne Kürt'ü
Sen parçala ve kirlet; ülkem, kültürlere birlik
Amaç hep bir ağızdan "Burası yurdum!" diyebilmek
Âşık Seyrani, Mimar Sinan; Erciyes, Kayseri
Gaziantep türküleri, bahçalarda mor meniGel Paris'ten; Şanlıurfa'm, topraktan evler
Ocakta mırra pişerken ozanlar manî söyler
Sırtımda Nemrut,
bir kolum Cendere, adım YamanKekik kokar Balıkesir, Iğdır'dan söker şafak
Akkuş, Aybastı, Çatalpınar, Fatsa, Ordu
Tüm sokaklarım tozlu, ben Diyarbakır'da doğdum
Eğer Karadeniz'den geçerseniz, Trabzon'da durun
Dinle, İskoçya'nın gaydasını kıskandırır tulumKonya'dan seslenir Mevlânâ Celâleddîn Rûmî
Bugün kimse yüz dönmüyor bize Nasrettin gibi (Yo)Elâzığ'da gakgoşum (Brr), Aydın'da efe
Bende dokuz dağın gücü, mermi göğsümden teper
Bir tek Pîr Sultan Abdal konuşturur bağlamayı
Bana bir metris, bir Malatya hatırlatır Ahmet Kaya'yı (Ya)
Bayburt, Bolu, Ankara, Amasya; ses ver!
Samsun'da tütün sarıp Karaman'da koyun gütsem
Tekirdağ'da rakı içsem, Gümüşhane'de kuşburnu
Hiç görmesem de Muş'u, anlattılar, hoş buldum
Ardahan, Hakkâri, Siirt; el kaldırın gardaş
En iyi dostum Hataylı,
en kahraman MaraşNe için kavga, ne için savaş? Bu senin yurdun
Sakarya, Osmaniye, Dersim ve Burdur (Hey)
Tokat'ın boynuna gerdanlık YeşilırmakHâlâ Kars'ın bağrında doksan bin şehitCudi, Silopi; Şırnak, Serhat, Seyit
Tam dokuz yüz yirmi üç ilçe, seksen bir şehir
İzmir'de iç, Kordon'da sız (Wuh); ayrı keyif tabii
Yiğit Ağrı'nın başında erir mi kar? Sıkı giyin (Hahahaha)
Tam on yıl üstüme geldiler gıpta edip (Grr)
Adım Kırklareli, hiç sıkmadım düşman eli
Bitlis'te Beş Minare, Kocaeli'm gönlüm gibi
Kimi bindallı giyer Niğde'de, yazma örer kimiKazma kürek toprak döver çiftçi, izler paraya boğulan (Ya)
Keşke şimdi görüp yazsa Karacaoğlan
Bu da azsa Muğla, Sinop, Yozgat, Uşak
Dur; silah yerine sanat, saz ve sözle kuşan, vur!
Yeni nesil, yeni kuşak, yeni alet, yeni suça
"Gel" dedikçe geri koşar kul
Zoru başar, tut; bütün bu güzellikler senin
Bir gün birlikteysek eğer o gün el üstünde eliz
Nevşehir'de bir arif tanıdım, tek maaşı ilim
Edep, hayâ; adı Hacı Bektaş-ı Veli
Düzce, Karabük, Bartın, Yalova, Batman
Öyle Isparta'nın gülündeki dikenler her ele batmaz (Hahahaha)
Yeşil ve mavi kucaklaşır Giresun'da tüm gün (Ya)
Doğanın en masalsı yüzü Kapadokya, ÜrgüpHenüz askerdim, bir sabah soludum Spil'i
Tüfek çatıp süngü taktım yere koyarken canımı
Düşüp koşarken tanıdım seni, toprağında kanım
Sen ki, ben giderken arkamdan bakıp ağlayan kadınBingöl ya da Çapakçur'da bir kahvede sabahçıyım
Aksaray, Mamasun'da olta tutan balıkçı
Çorum'da dolmacıyım, Kırşehir'de bakırcı
Ne faşistim, ne gerici, ne bölücü, ne ayrımcı!